merhaba, ben 30 yaşındayım, doğuda, ülkenin ücra bir köşesinde, bir köy okulunda öğretmenim. Aynı köyde bir kadın hoca dost daha var. Orta boylu sarı saçlı bir manita, fazla hoş memeleri var, fakat evli. Okulda tek sınıf olduğu maksadıyla ikimiz tek köyde vazife yapıyoruz. Okulda lojman var, ama ilçede kaldığımız maksadıyla servisle ilçeye gidiyoruz. Birgün okuldayken ani kar bastırdı, yollar kapandı. Servisçi telefon açıp gelemeyeceğini söyledi. Kadın hoca ani telaşlanmaya başladı. Aslında bana güveniyordu, genede kaygıları vardı. Ona, “istersen anayola kadar yürüyelim, yoldan geçen arabaların birine binip ilçeye gideriz. ” dedim, kabul etti. Anayola çıkana kadar 1, 5 km yürümek zorundaydık. Kar durmadan yağıyordu.
biraz gittik, baktım kadın hoca pes etti. Fakat gerçekten de yol fena şekilde kapanmıştı, ben de yürüyemiyordum. Arka dönmek istedi, ben esasen buna dünden razıydım. Arka döndük. Kar dahada bastırdı. Mektep biraz köyden uzaktı. Mecburen aynı lojmanda kalacaktık. Lojmana girdik. O zamanda herşeyin rengi değişti, birbirimize kaçamak bakışlar fırlatıyorduk, sonra gözlerimizi birbirimizden kaçırıyorduk. Sobayı yaktım. Kadın hoca halen kuşkulu bakışlarla bana bakıyordu. Derken kocasından telefon geldi, biraz konuştular. Zaman epeyce ilerdi. Lojmanda 2 oda vardı. Ben kadın öğretmenden lisans isteyip, başka odaya geçip uyuyacağımı söyledim. “tamam. ” dedi. Kuşun kafese otomatik girmesini istiyordum, ben odaya geçtim, yatağa uzandım…
fakat aklım o kocaman göğüslerdeydi. Fırsat bu fırsattı, fakat odasına gidemezdim. Kadın öğretmenin tavrının ne olacağını bilmiyordum, öyleyse tek bir alternatif kalmıştı, kendi isteğiyle bana gelecekti. Bu düşünceler içinde yatakta dönüp duruyordum, bazı anda yarrağımla oynuyordum. Kadın hoca benim bu sakin halimi görünce kaygıları sonlanmış olacakki, baktım kapı aralandı. “hocam kusura bakma, odam fazla soğuk yanında uyuyabilirmiyim? ” dedi. Öyle der demez aklım başından uçtu, evvel düş umdum, ama başımı kaldırıp kapıda ince bir sütyenle sallanan memeleri görünce bunun doğru olduğunu anladım. Doğrusu kadın öğretmenin bu beklenmedik tavrı karşısında şaşırmıştım ve heyecanlanmıştım, ne diyeceğimi bilemedim…
zar zor, “ne demekkk, hoc… hoca… hocam, buyur. ” diyebildim. Yanıma geldi, gözlerime sanki (senin olmaya geldim! ) dercesine baktı. Derhal bembeyaz göğüslerine saldırdım, onları ağzıma aldım. Adeta günlerce aç kalmış gibiydim. Göğüslerini açtım, uçlarını emip sakso çekmeye ve dişlemeye başladım. Kadın hoca kendinden geçmiş feryat atıyordu. Derken birden bir hareketle aşağı kaydım, külodunu çıkarıp, o esmer amının deliğini vakumlamaya başladım. Fakat ne delikti, esrarengiz bir orman gibiydi. Yarrağım dikleşmişti. Onu aksi döndürüp kalçasını havaya kaldırdım. Tıpkı denizi yaran bir vapur gibi vajinasını yara yara içine girdim. Vurdukça vuruyordum. Vajinasına her vurduğumda kalçalarından çıkan sound beni daha kudurtuyordu. Ellerimi göğüslerine attım ve dahada hızlandım. “ohhh, kocam sana kurban olsun, vajina işte böyle sikilir. Ohhh, sik beni! Daha süratli sik! ” dedi. Tıpkı tavukları beceren horozlar gibi götüne çıkmış, vajinasına soktukça sokuyordum. Derken ikimiz de aynı zamanda boşaldık…
sabaha kadar o kocaman göğüsler ve esmer vajina benim oldu.